google-site-verification=_MvQIulKxhpeAOBfWSSh4bVx8TwEQeDgWB57ItDVyzA
Çocuklara Sınır Koyma Nasıl Olmalı? Çocuklara Ne Zaman, Nerede Dur Diyeceğiz? Çocuğun seçimine ne kadar saygı duyulmalı?
Ebeveynlerin çocuk üzerinde otoritesini sağlamış ve sınırları doğru tanıtmış olması belirsizliği azalttığı için çocuğun kendini güvende hissetmesine vesile olur. Ancak kurallar ve bu kurallara uyulmadığı takdir uygulanan yaptırımlar ne kadar tutarlı olur ve kullanılırsa o kadar etkili olmaktadır. Hayatlarında gerekli gereksiz onlarca kural olması çocuklarda bıkkınlık yaratabilir. Yaşına bağlı olarak yeme, içme, uyku saati ve giyinme gibi konularda kural koyarken çocuğun ihtiyaçları göz önünde bulundurularak, makul ölçüde isteklerini ve seçimlerini de dikkate almak çocuğun davranışlarını yönetmek konusunda anne babalara yardımcı olmaktadır.
Kendi başına giyinmesine, istediği yemeği yemesine… izin verilmeli mi?
Yaşla beraber giyinme konusunda çocuğun söz hakkının artması, zaman, mekân ve hava koşullarına uygun giyinme becerisini kazanmasına destek olacaktır. Anne babaların en çok endişe ettiği durum, hava koşullarına uygun giyinmeyip üşütmesi ve hasta olmasıdır. Çocuğun davranışının sonucunu yaşamasına izin verirsek defalarca kez üşüyebileceğini söylemekten daha hızlı ve kalıcı bir çözüme ulaşabiliriz. Örneğin; Aralık ayında çorap giymeden, sadece etekle okula gitmek isteyen kızınızın bir kez bunu yapmasına izin verirseniz daha kapıdan çıktığı an üşüdüğünü görerek eve geri döndüğünü görürsünüz. Veya pijama ile okula gitmek isteyen oğlunuzla zıtlaşmayıp okula bu şekilde gitmesine izin verip bu konu ile ilgili açıklamayı öğretmenine kendisinin yapması gerektiğini söylerseniz ya ısrarından vazgeçer ya da öğretmeni ile karşılaşınca üzerini değişir.
İstediği yemeği yeme konusuna gelince doğru beslenmelerini desteklemek amacı ile bu konuda biraz tedbirli olmakta yarar var. Her istediğini yemesi, sağlıklı bir beslenme alışkanlığının gelişmesine engel olabilir. Ancak siz çocuğunuza sağlıklı iki seçenek sunup bunlardan birini seçebileceğini söyleyebilirsiniz. Yemek yememe durumunda ise yemediği öğünlerde, bir sonraki öğüne kadar başka bir şey yiyemeyeceğini söylemek ve diğer öğüne kadar onun için daha cazip olan bir yemeği vermemek oldukça etkindir. Ancak bazı anne-babalar bu yöntemi uygulamakta zorlanmaktadır. Özellikle çevreden gelen yorumlar anne babanın motivasyonunu kırmaktadır. Ama tutarlı ve kararlı olunduğunda doğru yemek yeme alışkanlığı kısa sürede kazandırılır.
Çocuğa hangi yaşta müdahale edilmeye başlanmalı?
Öğrenme süreci doğumla beraber başlar. Dolayısıyla kural ve sınırlar bu dönemden itibaren öğretilebilir. Bebeğinizi hep aynı yerde emzirir, altını belli bir yerde değiştirir, banyosunu belli saatlerde yaptırırsanız çocuğa zaman ve mekân kavramları ile ilgili ufak mesajlar vermeye başlayabilirsiniz. Ancak ilk 6 ay bebek ile anne arasında güvenli bir ilişkinin oluşması gereken bir dönemdir. Dolayısıyla bu dönemde, bebeğinizin tüm ihtiyaçlarının karşılandığı inancını geliştirmesi gerekmektedir. O nedenle, bu dönemde ağlatarak sınırları öğretmeye çalışmak çocuğun ilerideki ruhsal durumu için risk oluşturmaktadır. Başka bir deyişle, “Bırak yatakta ağlasın, ağlar ağlar uyur” ya da “ Sakın kucağa alıştırma, sonra çok çekersin” ilk altı ay için uygun olan bir bakış açısı değildir. Dil gelişimi ile beraber kurallar sözel olarak ifade edilebildiği için anne babalar bu dönemde koydukları kurallarla ilgili geri dönüşü daha kolay almaktadırlar.
Bu sınır nasıl çizilmeli?
Evdeki nesil farkının çocuk tarafından algılanmış olması gerekir ki kurallar ve yaptırımlar doğru uygulanabilsin. Çocuğa sınırları öğretmekteki ilk adım, evdeki hiyerarşik yapıyı algılamasına yardımcı olmakla başlar. Evde kim anne, kim baba, kim büyük çocuk, kim küçük çocuk ve kimin, neye, ne kadar yetkisi var belinlenmeli ve davranışlar bu düzene göre değerlendirilmelidir.
Nelere müdahale etmek doğru?
Hedef, her zaman olumlu davranışları ödüllendirmek, olumsuz davranışları mümkün olduğu kadar görmezden gelmek, ancak çocuğun kendine veya çevresine zarar verebilecek düzeyde fiziksel tehdit içeren davranışları olduğunda yaptırım uygulamak olmalıdır. Fiziksel tehdidin yanı sıra akademik hayatı olumsuz yönde etkileyecek davranışlar söz konusu olduğunda ise okul ile işbirliğine girmekte fayda vardır.
Tamamen serbest bırakmak ne gibi sorunlara neden olabilir?
Hayatta başarılı olabilmek için birçok duruma tahammül göstermemiz ve isteklerimizi erteleyebilmemiz gerekir. Eğer biz de çocuklarımızı bu hayata hazırlıyorsak gerekli olan becerilerinin gelişmesi için yatırım yapmak durumundayız. Çocukları kendi haline bırakmak bu becerilerin gelişmesine engel olacağından akademik ve sosyal hayatta mutsuz olmaları ile sonuçlanabilir.
Sürekli müdahale etmek ileride ne gibi sorunlara neden olur?
Çocuğun karakteri nasıl etkilenir?
Her iki uç davranış çocukların yaşam için gerekli olan becerilerinin yeteri kadar gelişmesine engel olabilir. Serbest bıraktığımızda kural ve sınırların olduğu ortamlara adaptasyonda zorlanabileceği gibi aşırı müdahale de çocuğun kendi kendine düşünme ve karar verme becerisinin gelişmemesi, çevreden sürekli yönerge ve onay beklemesi; dolayısıyla kendi isteklerini hep geri planda tutarak talep etmeyen, gerekli olsun olmasın boyun eğen bir kişilik yapısı ile sonuçlanabilir. Dolayısıyla doğru tutum “sınırlarını bizim belirlediğimiz alanda çocuğumuza karar verme özgürlüğünü tanımak” olmalıdır.