google-site-verification=_MvQIulKxhpeAOBfWSSh4bVx8TwEQeDgWB57ItDVyzA
![]()
Aile Cocuk Ergen Psikolojisi 0533 373 8123
ekremculfa@gmail.com
KISIRLIK TEDAVİSI GÖREN ÇİFTLERDE İLETİŞİM VE UYUM NASIL OLMALIDIR?
10/04/2020 kısırlık TEDAVİSi GÖREN ÇİFTLERde İLETİŞİM VE UYUM NASIL OLMALIDIR? Whatsapp ve İrtibat Tel No : 0533 373 81 23 Kısırlık tedavisi gören çiftlerin çoğu, çocuk sahibi olmak amacıyla görülen
tedaviyi hem fiziksel, hem psikolojik, hem duygusal hem de ailevi açıdan büyük
özveri gerektiren bir yaşam olayı olarak tanımlar. Çiftlerin olası psikolojik ihtiyaç ve beklentilerini ifade edebilecekleri
uygun bir ortamın oluşturulması, tedavinin bütünselliği ve etkinliği açısından
oldukça yararlıdır. Çocuk sahibi olma ile ilgili yaşanan problemler çiftlere özel bir konu
olmasına rağmen, toplumsal beklentilerin konuyla ilgili kararların alınmasında
belirleyici bir etken olduğu görülür. Çiftler, bu dönemde yaşadıklarını yakın çevresiyle paylaşmak konusunda
çekimser kalabilirler. Tü bebek tedavi döneminde birçok test ve tetkikle ilgili
kararların alınması, olayın maddi boyutu, çocuk sahibi olmakla ilgili
belirsizlik, çevresel vb etmenler, çiftlerin ruhsal açıdan duyarlı hale
gelmelerine neden olabilmektedir. Umut ile umutsuzluk arasındaki çizgide beklentilerin tutulması ve bu
beklentilerin alınan tetkik sonuçlarına göre kolayca değişebilir olması, kaygı,
endişe, korku, kızgınlık, mutluluk ve neşe gibi çok çeşitli duyguların yaşanmasına
neden olduğu görülmektedir. TÜP BEBEK TEDAVİ SÜRECİNİN PSİKOLOJİK ETKİLERİ
NELERDİR? Bireyin kişilik yapısı, hayata bakış tarzı, kısırlık problemini bireyin
nasıl algıladığı, özellikle çocuk sahibi olmanın anlamı tedavi sürecinin genel
duygu durum üzerindeki etkisini belirler. Bunun yanında, aile yapısı, eşle olan ilişkiler, ekonomik koşullar, sosyal
ortam ve konuyla ilgili çevresel etmenlerde tedavi sürecini etkiler. Psikolojik etkilerin yapısını belirleyen önemli etmenlerden biri de
fiziksel açıdan çocuk sahibi olamama nedenleri ortaya konduktan sonra eşlerden
birinin kendini “problem” kaynağı olarak görmesiyle ilgilidir. Kısırlığın genel tanımına bağlı olarak stres ve kaygı, kronik olarak yaşanabileceği gibi, tedavi
sırasında uygulamalara ve test sonuçlarına bağlı kısa dönemli stres ve kaygı da
yaşanabilir. Özellikle, tedavinin birden çok tekrarlandığı çiftlerde stres ve kaygı oranlarının
daha yüksek olduğu saptanmıştır. Kısırlığın anlamının yaşanan başarısız denemelerle kuvvetlenmesiyle,
çiftlerin iç dünyasında kayıp, yas duygusuna dönüştüğü görülmektedir. Karşılıklı yaşanan bu duyguların eşler arasında paylaşılamaması ve
profesyonel psikolog yardımı alınmaması da
zamanla eşlerin kendi içerisinde yaşadıkları kızgınlık, endişe, korku, kaygı ya
da kırgınlıklarla başbaşa kalmaktadırlar. Tüp Bebek Tedavi döneminde, fiziksel müdahaleler ve tetkikler sırasında
bireyleri en önemli etkileyen konulardan biri de “beklemek” ve bu sürecin
getirdiği “belirsizlik” duygusudur. Beklemek ve belirsizlik; çiftler ve
aileleri için içinde umudu barındırdığı gibi umutsuzluğu da barındırır. Her alınan başarılı sonuç, çocuk sahibi olmakla ilgili olumlu bir ışığın
yanmasına neden olurken, olumsuz bir test sonucu çiftler ve aileleri üzerinde
tam tersi bir etki oluşturabilmektedir. Özellikle, bekleme sürecinde psikolojik destek ve çift terapisi sağlanması
bu dönemin daha rahat geçirilmesine katkıda bulunur. ÇİFTLERİN PSİKOLOJİLERİNİ ve ilişkilerini ETKİLEYEN
FAKTÖRLER NELERDİR? 1. Infertilite (kısırlık) süresi, KISIRLIĞIN PSİKOLOJİK YÖNÜ NEDİR? Bireysel ve Çift görüşmelerinde : 1.
“İşlemediğim bir suçtan dolayı cezalandırılıyormuşum
gibi bir şey”, 2.
“İstemeyen binlerce kişinin çocuğu olduğu halde ben
neden bu kadar şanssızım”, 3.
“Sanki yaşamımın bazı alanları donmuş gibi, peki ben
bunu hak edecek ne yaptım?”, 4.
“Eğer kendi çocuğumu doğuramazsam eşim beni terk eder
mi?”… gibi olumsuz duygu ve düşüncelere sahip oldukları gözlemlenmiştir. Üreme bir insanın yaşamındaki en önemli ve en temel ihtiyaçlardan
birisidir. İnfertilite (kısırlık), ülkemizde olduğu gibi aile bağları güçlü
olan toplumlarda yalnızca çifti değil onlarla beraber pek çok kişiyi etkileyen
bir krizdir. İnfertil tanısı almak hem şok, inkar, kayıp hissi, suçluluk, depresyon,
izolasyon veya içe çekilme, hayatın anlamının yitirilmesi gibi bireysel
psikolojik sorunlara; hem de çift olarak cinsellik ve aile-evlilikle ilgili
sorunlara yol açmaktadır. Bu nedenle infertilite sadece jinekolojik bir sorun değil, psiko-sosyal bir
sorun olarak görülmedir. Öncelikle çiftler için çocuk sahibi olmamayı kabullenmek zor gelir ve
tanıyı yadsırlar. Daha sonra yaşanan duygu ise öfkedir. Kendilerine, diğer eşe, çocuklu çiftlere karşı öfke duyabilirler.
İnfertilite ile mücadeleye devam eden çiftler suçluluk yaşamaya başlarlar. Özellikle infertil tanısı konmuş bireyde suçluluk daha da fazladır.
İnfertil birey eş tarafından terk edilmeye dair anksiyete (kaygı) yaşayabilir. Kendini değersiz hissetme, pek çok şeye karşı ilgi kaybı ön plana
çıkabilir. Birçok kişinin çaba harcamadan yaşadığını, kendisinin asla
yaşayamayacağını düşünür. Çiftler haksızlığa uğradıkları hissine
kapılabilirler. Bazı çiftler uzun yıllar gebe kalma çabalarını sürdürürken, bazıları bu
süreçten vazgeçerek sorunu kadere bırakırlar. Tedavi sürecinin uzunluğu ve sonucunun belirsizliği çiftlerin duygusal
açıdan zor bir dönem geçirmelerine neden olmaktadır. Bazı kişiler infertil tanısı aldıktan sonra yaşamlarının tüm alanlarını
ihmal ederek bu tedavi üzerine yoğunlaşırlar. Aile ve arkadaşlarla olan ilişkilerden uzaklaşılabilir, iletişim kurmada
zorluklar ortaya çıkabilir. Kişi “hiçbir zaman çocuk sahibi olamayacağım” gibi olumsuz duygulara
kapılabilir. İnfertil çiftlerin olumsuz duygusal tepkileri, yaşama sevincini
azaltmakta, başkalarıyla ve eşleriyle olan ilişkilerini etkilemekte ve sahip
oldukları sağlık sorununun yükünü daha da ağırlaştırmaktadır. İNFERTİLİTENİN (KISIRLIĞIN) ERKEK VE KADIN ÜZERİNDE MEYDANA
GETİRDİĞİ ETKİ AYNI MI? Araştırmalar infertilite (kısırlık) sorununun çiftler arasında farklı
duygusal tepkilere neden olduğu doğrultusundadır. İnfertilite çiftin problemi olduğu halde kadın ve erkek farklı duygusal
tepkiler gösterebilirler. Yapılan karşılaştırılmalı çalışmalarda erkeklerde daha az sıklıkta klinik
depresyon ve anksiyete (kaygı) olduğu görülmüştür. Kadınlarda daha fazla psikolojik problem ortaya çıkması tıbbi testlere daha
fazla maruz kalmaları ve tedavi amacıyla aldıkları hormonların da birtakım
psikolojik değişiklikler oluşturmasıyla açıklanmaktadır. Kadın ve erkeklerde başa çıkma mekanizmaları arasında da farklılıklar
mevcuttur. Kadınlar duygularını paylaşabilecekleri gruplara katılırken, konuyla
ilgili araştırma, daha fazla okuma eğiliminde olurken, erkekler kişisel şeyler
hakkında konuşmazlar ve emosyonel (duygusal) sıkıntılarını kendilerine
saklarlar. Kadınlar infertiliteyi daha çok kişiselleştirirken kayıp duygusu yaşamakta
ve özgüvenlerinde azalma meydana gelmektedir. İNFERTİLİTENİN (KISIRLIĞIN) TANI VE TEDAVİ SÜRECİNDE
PSİKOLOJİK DESTEĞE VEYA ÇİFT TERAPİSİNE İHTİYAÇ DUYULUP DUYULMADIĞI NASIL
ANLAŞIR? İnfertilite tanısı ve tedavi sürecindeki tüm bu zorluklar başlangıçtaki
olumsuz duygulanımlardan öte zamanla depresyon, anksiyete (kaygı) bozuklukları
gibi psikiyatrik tabloların gelişmesine de neden olabilmektedir. Tedavinin süresi, tedavi şekli, kişilik özellikleri, uyum süreçleri, destek
sistemleri gibi faktörler infertiliteye ait psikolojik tepkilerin gelişmesine
katkıda bulunmaktadır. Kişinin psikolojik durumunun etkisi tedavi başarısında
önemlidir. İnfertilite tedavi sürecindeki çiftlerin psikolojik destek alma konusunda
bilinçli olması ve tedavinin 1. Aşaması olan tedaviye karar verme, 2. Aşama aşılamanın gerçekleştiği bekleyiş aşaması, 3. Aşama aşılamanın gerçekleştiği ya da gerçekleşmediği aşama, 4. Aşama gebelik süreçlerinin belirli dönemlerinde psikolojik destek
uzmanlarıyla profesyonel destek alma konusunda iletişimde bulunmaları
gerekmektedir. İNTERFİLİTE TEDAVİSİ GÖREN BİREYLERİN ve ÇİFTLERİN PSİKOLOJİK
DURUMU Kısırlık tedavisi gören her çiftin tedavi döneminde duygusal açıdan kendini
iyi ya da kötü hissettiği zamanlar olabilir. İnterfilite tedavisinde özellikle kadınlar yaşam kontrollerini kaybetme
hissine kapılırlar . Aşağıdaki süreçlerden birini ya da birkaçını yaşanıyorsa mutlaka Psikolojik
Destek ve Yardım Alınmalıdır:
PSİKOLOJİK DESTEk almanın ÇİFTLERDEKİ FAYDALARI
NELERDİR? Yapılan araştırmalarda tüp bebek tedavisi sırasında psikolojik destek almış
olan çiftlerle, tedavi sırasında psikolojik destek almamış olan çiftlerin
karşılaştırılması, oldukça ilginç ve faydalı sonuçlara ulaşılmasını
sağlamıştır. Bu araştırmalar tüp bebek tedavisi sırasında alınan psikolojik desteğin çok
olumlu sonuçlara neden olduğunu belirlemiştir. Bunun etkileri ise;
BU SÜREÇTE HEM BİREYSEL HEM ÇİFTLER İÇİN UYGULANAN PSİKOLOJİK
DESTEK YÖNTEMLERİ NELERDİR? Kısırlık sorununun ortaya çıkardığı diğer sorunların çözülmesi ve tüp
bebek tedavisinde yaşanan stres ve kaygıyla baş edilmesi için, çiftler hem
bireysel olarak, hem de toplu olarak psikolojik destek alabilir. Bu şekilde psikolojik danışmanlık alan eşlerin aralarındaki uyum artmakta
ve alınan kararlarda birlikte çözüm üretme olanağı sağlanmaktadır. Bu profesyonel yardım ve danışmanlık eşlerin çift olarak hareket etmesini
daha kolay hale getirmektedir. Çift danışmanlığının yanı sıra çiftlerin bireysel destek alması kişinin
kendi kararıdır. Bu şekilde alınan bireysel terapilerde büyük fayda
sağlamaktadır. PSİKOLOJİK TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR? • Bireysel psikoterapi ve destek:
• Çiftlere Psikoterapi ve Destek:
Örneğin; Eşlerden biri karar verdi de diğeri bu konuda kararsız veya çift
bu konuda doktorları ile konuştu. Bu konuyu ailelerine nasıl açacaklar? Aile
nasıl bir tepki verecek? Tüm bu konuların sağlıklı bir şekilde değerlendirilmesi
önemlidir. Bazı aileler bu durumla ilgili kendilerini de suçlayabilirler. Bazen de
eşlerden bu zorluğu yaşayan kişi kendini yetersiz ve aşırı sorumlu
hissedebilir. Bu durum ilişkiyi ve evliliği bozabilir. Eşlerden bu durumdan sorumlu olanı, evlilik ilişkilerinde aşırı fedakârca
davranarak evliliklerini zora sokabilir. Eşler arası iktidar ve güç çatışmaları
ortaya çıkabilir. Karar verildikten sonraki aşamada tedavi şekli çiftleri zorlayabilir.
Tedavinin olumsuzlukla sonuçlanması halinde çiftler üzülürler. Bazen de umutsuzluğa kapılarak gerginleşirler ve bütün bunların sonucunda
birbirlerini olumsuz yönde etkileyebilir ve birbirlerine olumsuz
davranabilirler. Hatta birbirlerini suçlayabilirler veya aşağılayabilirler. Tedavi döneminde çiftlerin fiziksel açıdan hazırlanması kadar ruhsal açıdan
da tedaviye hazırlanmaları çok önemlidir. Tüp bebek tedavisinde geçirilen sürecin tamamı başta anne ve baba
adaylarının geçtiği zorlu ve sıkıntılı bir dönemdir. Bu süreçte baba adaylarının eşlerine vereceği manevi destekte oldukça
önemlidir. Anne adayının stres seviyesinin yükselmesi, gebe kalma oranını
olumsuz şekilde çok etkilemektedir. Bu durumda anne adayı kendisini daha umutsuz hisseder. Eşlerin birbirine
destek olması ve profesyonel olarak psikolojik destek alması eşlerin bireysel
ve çift olarak zorlu yaşam olayını güçlü bir şekilde atlatarak tedavi sürecinin
başarılı geçmesi sağlanacaktır. • Grup psikoterapisi ve profesyonel destek:
Grubun oluşturacağı sinerji, motivason ve destek, aynı zamanda çevrenin yapacağı
baskıyla başa çıkma yöntemlerinin paylaşılması, duygusal ve fiziksel açıdan
bireyi zorlayan bu dönemde yalnız olmadığı duygusunu vermeyi hedefler,
yetersizlik duygularını yenmeyi sağlar. SONUÇ olarak; Klinik gözlemler ve yapılan araştırma sonuçlarına dayanarak infertilitede
Psikososyal müdahalelerin uygulanması bireylerin psikolojik ve ruhsal sağlıkları
üzerinde olumlu etkilerinin olduğu görülmektedir. İnfertilitede psikolojik sorunların yaygınlığı göz önüne alındığında
infertil bireylerin yaşadıkları psikolojik sorunların en aza indirilmesinin hem
bireylerin psikolojik açıdan daha sağlıklı olmalarını sağlayacağı hem de stres
düzeyinin kontrol altına alınmasıyla birlikte muhtemel doğum oranlarını
artıracağı, yani tedavinin başarıyla sonlanabileceği söylenebilir. Doğumla sonuçlanabilecek olası gebelikler için psikolojik yönden de
sağlıklı ebeveynlerin toplumda var olabilmesine yardımcı olacağı düşünülmektedir. Dr. Ekrem Çulfa
Web: www.MyLifeDanismanlik.com Whatsapp ve İrtibat Tel No : 0533 373 81 23 |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |